GÜNEY SÜT SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EYLEM PLANI

Süt sektöründe 50 yıl geçmişi olan firmamız güçlü yönetimi ve kurumsal yapısı ve yatırımla gösterdiği önem ile sadece üretime yönelik değil çevreye yönelik bakış açısını da genişleterek bu konudaki yatırımlarına da hız kesmeden devam etmektedir. Ortada bozulan ve kötüleşen bir ekoloji vardır. Dünyada sonsuz parametrenin bir arada işlediği bir denklem vardır ve bu parametrelerden biri değiştiğinde kurulan denklem de değişmekte olup sonucu iklim değişikliğine kadar intikal etmiştir.  Bu parametrelerden biri de atmosferde bulunan CO2 gazının miktarının artması dünyanın dengesini bozmuş iklim değişikliği değil artık iklim bozulması konuşulur olmuştur.  Gerek dünyanın giderek yok oluşuna bir dur demek için yeşil dönüşüm- yenilenebilir enerji kaynakları önemli olduğu gibi artık fosil yakıtlara olan muhtaçlıktan da vazgeçmek ve fosil yakıtlara gebe kalmamak anlamında yenilenebilir enerji kaynakları önemlidir. Örneğin küresel ekonomide yaşanan hızlı normalleşme ile dünya çapında elektrik talebi 2021’de hızlı artış göstermiştir. Elektrik talep artışı bu durumda kömürle değil de daha az karbon salınımına sebep olan doğalgaz ile karşılanmak istenmiş ve doğalgaz fiyatları yükselişe geçmiştir. Bir de Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan silahlı çatışmanın başlaması ile fiyat artışları ciddi seviyeye yükselmiştir. 2022’de ise olay küresel çapta hissedilen bir krize dönmüştür. Kriz ekonomik büyümeyi azaltıp tarım sektöründe de maliyetleri arttırmış ve gıda sektörünü de zora sokmuştur. Bu durum da enerji dönüşüm planlarının gözden geçirilmesini beraberinde getirmiştir. Ulusal Enerji Planı (UEP) 2053 vizyonunu gerçekleştirmek için 2035 yılına kadar karşılaması gereken hedefleri ETKB’nin bakış açısından özetlersek güneş enerjisi kurulu gücün % 43 pay ile yenilenebilir enerji kurulu gücü içinde en büyük paya sahip olan teknoloji olacağı öngörülmüştür ki güneş kaynağı ülkemizde önemli bir güç kaynağıdır ve çok doğru bir planlamadır.

            Sanayi Devrimi ile başlayıp günümüze kadar gelen sürecin en önemli özelliklerinden biri, çevresel sorunları beraberinde getirmiş olmasıdır.  Mücadele ise sadece dünyanın sıcaklığını 1990 yılına göre 1,5 0C düşürelim mücadelesidir.  Asıl amaç ise bu sıcaklık farkının 2 0C’lere çıkmamasıdır. Şu anda küresel sıcaklık Endüstri Devrimi öncesi değere göre yaklaşık 1,1-1,2°C daha fazlası bir sıcaklıktır. IPPC (Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli)’ye göre dünyada sıcaklık 1.50 C olduğunda 340 milyon insanın ısıdan etkilenecek, sıcaklık artışı 2 0C üstüne çıktığında da ise dünyada açlık sınırının %30’un üstüne çıkacağı açıklanmıştır. Dünya’da müzakereler 1992 yılında başlamış daha sonra toplumların bilinçlenmesi şart olduğu düşünülerek bu kapsamda ilk defa 1997 yılında Japonya’da dünya Kyoto protokolleri konuşulmaya başlanmıştır. 2005 yılında ise “Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi” (EU-ETS) oluşturulmuştur. İşin içine para gibi önemli bir teşvik girince kurulan karbon borsasının çalışması ile özellikle Kyoto protokolleri Dünya’da 2008’den sonra çok daha önemli hâle gelmiştir. 2015’de Paris’de yapılan zirve sonrasında Paris İklim Anlaşması ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda ülkeler, gezegen sıcaklığını 1,5 0C tutabilmek için emisyon azaltım taahhütlerinde bulunmuştur. COP 26’da 2021’de 2030 yılı için karbon emisyonunun %50 azaltılması, 2050 yılı için de sıfır emisyon kararı alınmıştır. Türkiye’ de aynı yıl 7 Ekim 2021’de Paris İklim Anlaşmasını kabul ederek yasa TBMM’ den geçmiştir. Bu öyle bir mücadeledir ki bütün dünya ülkelerini her yıl COP zirveleri adı altında bir araya getirmektedir. Artık dünya ülkeleri ekolojiyi düşünmeden ekonomik getirinin olamayacağını bilmektedir. Bu noktada ülkemizin de Dünya konjonktüründe yerini almış olması memnuniyet vericidir ve sektörel bazda çevre için yapılacak her türlü yutak projeleri çok önemli olup ülkemizde emisyon azaltan şirketler karbon kredileri ile de önemli kazanç elde edebileceği bir döneme girecektir. Bu karbon sertifikalarının değerleri 2026’ da serbest piyasalara geçilince daha da artacağı beklenmektedir. 2026 yılında AB’ne ihracat yapan şirketler karbon emisyonlarını hesaplayıp raporlarını bildirmek zorunda kalacaklardır. 

Ülkemizin de Dünya’ya 2021 yılı ile başlayan net bir söz verişi vardır ve bu anlamda da kurumumuz söz verişin ülkemiz ve dünyamız için önemini bilmektedir. Pandemi ile başlayan sorunlar bütün dünyada devam ederken teknolojik gelişmeyi tamamlamayan üretim gücü olmayan ülkelerin ekonomik sorunlar yaşamaması söz konusu olamaz. Ortada maalesef ki bir kriz ekonomisi vardır. Şirketimiz sektörde önemli bir sanayi gücü olup zamanı gelince de gereken aksiyonları alma bilinci içinde olduğu için ekosistemin korunmasına katkı sağlamak için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek GES yatırımlarına yönelmiştir. GES ile enerjimizin şu an  %25’ini karşılıyoruz. Şirketimiz de 2026 yılında gelecek olan kanuni zorunlulukları beklemeden gerek işletmemizde kullandığımız enerji kaynağını değiştirip karbon ayak izini azaltma gerekse de enerji maaliyetlerimizi azaltıp faaliyet bazlı maliyet kapsamında maliyetlerimizi azaltma kapsamında GES yatırımlarının bir kısmını tamamlayarak enerji dönüşümünü başlatmıştır.  2023 yılı Eylül ayında içinde başladığımız GES yatırımı Kasım ayında tamamlanıp devreye alarak 500.000 kWh enerjimizi çatı GES olarak üreterek 220 ton daha az karbon salınımı gerçekleştirdik. Bu da 500.000 Kwh ‘lık enerjiyi güneş panellerinde sağlayarak elektriğini kullanmayıp 220 ton daha az karbon salınımı yapıyoruz demektir. Hesaplarımızda CO2 salınım katsayısı T.C Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Türkiye Elektrik Üretimi ve Elektrik Tüketim Noktası Emisyon Faktörleri Bilgi formunda yayınlanan değer olan sayı 0,444 tCO2-eşd.MWh  olarak alınmıştır.

            18 Aralık 2022’ de karbon piyasası reformu konusunda vardığı mutabakata göre emisyon azaltımı AB Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında 2030 yılında hedef % 43’ den % 62’ ye yükselmiştir. Ülkemizde henüz bir karbon borsası yoktur ancak Emisyon Ticaret Sistemi alt yapısının oluşturulduğu çalışmalar yapılmaktadır. Burada fazla emisyon yayan firmalar da cezalandırılacaktır. Bizler erken yaptığımız yatırımlar ile firmamızın yükünü azaltmayı planlıyoruz. Güney Süt olarak ülkemizde çevre bilinci misyonumuz olup sektörle ilgili aldığımız konuları sürdürülebilirlik kapsamı içinde değerlendiriyoruz. İlerleyen dönemde tüketici alışkanlıklarının da dünyada değiştiğinin ve satın alınan ürünlerde karbon ayak izi düşük olan işletmelerden yana tüketicilerin tercihlerini kullanacaklarının da bilincindeyiz. Artık kirletenin temizleyene vergi ödeyeceği bir sistem ve net sıfır emisyon sonrası artık tamamen temizleyen konumunda olunduğunda da Dünya’da uygulamada olan karbon ticaretinin ülkemize de ileriki dönemde daha geniş yayılarak başlayacağını düşünürsek bu mevcut ticaret  işletmelere finans sağlama anlamında önemli olacaktır. Şirketimiz en başta dünyanın enerji kaynaklarının sınırlı olduğunun bilincindedir. Gençlerimize sektörümüze bu işin yapılabileceğini gösterme anlamında çevre için yapacağımız eylemlerimize devam edeceğiz. Kilometrelerce uzakta buzulların erimesinin vahametini bilim adamları hep anlattı ve olanlar kuzey kutbu ile kalmadı Dünya’da bütün ülkeler etkilendi bu iklim değişikliğinden ve ülkemizde konu ile ilgili atılan ciddi adımlar atıldı ve GES projeleri de bunun önemli bir parçasıdır. Ülkemiz de zaten Ulusal Enerji Planı ile yenilenebilir enerjiye yönelik teşvik edici anlamda yerli üretim kapasitesini arttırmaya çalışıyor. 2023 yılında yürürlülüğe giren depolamalı yenilebilir elektrik enerjisi üretimi mevzuatlar ile desteklenmektedir. Ülkemiz güneş olsun rüzgar olsun kaynakları olan bir ülkedir ve son 10 yılda GES için ciddi yatırımlar yapmış olup 2024 Uluslararası Enerji Ajansına göre 2022 yılında ülkemizde fosil yakıtların küresel ekonomide yeri % 61 olduğu bildirilmiştir. Bu gerçekten ciddi bir azalıştır ve ileriki yıllarda hedef de büyüktür. Ülkemiz açısından da hedefler önceden konulmuş olup 2030 yılı için bu rakam % 29’ a, 2035 yılı için de bu rakam %9’a düşürülmesi hedeflenmiştir.

Bizler de şirket olarak GES yatırımlarımıza devam ederek ülkemizin emisyon azaltım hedeflerine katkı sağlamak adına karbon emisyonu azaltımı için iş başındayız. GES yatırımlarımız ile temizleyen taraftayız ama ne kadar emisyon yaydığımızı da bilmemiz gerektiğinden söz konusu olan bu Dünya etkimizin kanıt ve beyan edilmesinin önemini biliyoruz. Karbon ayak izimizi öğrenmek ve engellemek adına 2026 yılında yürürlüğe sokulacak kanuni zorunlulukları beklemeden 14064-1 Kurumsal Karbon Ayak izi belgemizi almak için çalışmalarımızı başlatmaktayız.

Share